Modern Fizikte Madde ve Işık: “Bil ki cisimlerin birer suretleri vardır, bir nevi hafif zar olan bu suretler cisimlerin üzerlerinden kopar havalarda her tarafa doğru uçarlar… Suretler bir anda müthiş yollar gitmelidirler, çünkü çok küçük parçacıklar olduklarından arkalarında kendilerini ileriye doğru iten bir sebep vardır, sonra da çok seyrelmiş bulutlar halinde uçtuklarından her yere gitmeleri ve böylece adeta hava arasından akmaları kolaydır”.
Lucretius Kimdi?
İşte Lucretius, 2000 yıl önce “Eşyanın Tabiatına Dair” adlı kitabında ışık hakkındaki fikirlerini bu kelimelerle özetliyordu. Bir cismin görüntüsünün gözümüzde nasıl teşekkül ettiğini anlamak İlkçağ düşünürleri için kolay bir sorun değildi ve bir cismin yüzeyinin her elemanından, onu gayet sadıkça taklit eden küçük bir taneciğin çıktığını tasarlamak da herhalde dahiyane bir çözümdü; az ya da çok uzun bir yol gittikten sonra gelip gözümüzde toplanan bu tanecikler, orada verici cismin tam benzer bir görüntüsünü veriyorlardı, bu hal, bir mozaikin bir an için dağılmış olan taşlarının tekrar yan yana kondukları vakit ilk şekli vermelerine benzer. Lucretius böyle bir teoride ışık taneciklerine “müthiş büyük” bir hız atfetmek lazım geldiğini iyice görmüştü. Işığa saniyede 300.000 kilometrelik büyük hızı atfetmeğe imkân veren ilk doğru deneylerinin ancak 19. Yüzyılın ortalarında yapıldığı düşünülürse, bu sezişin derinliği karşısında hayrete düşmemek imkânsızdır.
Lucretius’un ışık hakkındaki fikirleri, İlkçağ filozoflarınca pek itibar da olan genel bir doktrinin, atomik teorinin bir yönünden başka bir şey değildi. Bu teoriye göre, tabiattaki bütün olaylar parçalanmaz zerrelerin hareketleri ve karşılıklı etkileri ile izah edilmeli idiler; bu zerreler yani atomlar bilimsel analizin son realitesi olup ondan öteye gitmeye çalışmamak lazımdı. Zira, nihayet bir yerde durmak gerekirdi. Bütün katı sıvı veya gaz halindeki cisimler bu cins atomlardan oluşmuş bulunmalıdırlar; ve maddeden üstünkörü bir analizin umduracağından daha az farklı olan ışık da diğerlerinden daha hafif, daha hızlı ve daha oynak olduklarından şüphe olmamakla beraber, esas itibarıyla ötekilerinden farksız olan zerrelerden ibaret olmalı idi.
İlk yorum yapan olun